DESIGUAL...
2013 te Avrupada bulunduğum sıralarda sokaklarda galeyan eden desigual çılgınlığını gördüm. Neo-Otantik (yeni-modern-otantik) desenleri ve çizgileriyle Tasarımsal açıdan bana çok itici-iç sıkıcı gelen bu markanın hiçbir şeyini almamaya kendimi şartlamıştım adeta.. Kültürel açıdan anlamsız, tabansız ve saçma salak bulmuştum. Şu İngilizlerin Hint Şal desenlerinin hastası olmasını hiç anlayamadığım gibi.. Daha sonraları orada sıkça duyduğum o nefis kokunun bu markaya ait olduğunu öğrendim. 2014 yılında sevgilim (şimdi ki eşim) bana hediye etti bu kokuyu.. Sonuç mu? Sonuç yine her zaman ki gibi “Hiçbir şeyi Kalıbına göre yargılama.”
2013 te Avrupada bulunduğum sıralarda sokaklarda galeyan eden desigual çılgınlığını gördüm. Neo-Otantik (yeni-modern-otantik) desenleri ve çizgileriyle Tasarımsal açıdan bana çok itici-iç sıkıcı gelen bu markanın hiçbir şeyini almamaya kendimi şartlamıştım adeta.. Kültürel açıdan anlamsız, tabansız ve saçma salak bulmuştum. Şu İngilizlerin Hint Şal desenlerinin hastası olmasını hiç anlayamadığım gibi.. Daha sonraları orada sıkça duyduğum o nefis kokunun bu markaya ait olduğunu öğrendim. 2014 yılında sevgilim (şimdi ki eşim) bana hediye etti bu kokuyu.. Sonuç mu? Sonuç yine her zaman ki gibi “Hiçbir şeyi Kalıbına göre yargılama.”